Zorlayıcı bir davranış, bir kişinin tekrar tekrar yapmaya "zorlanmış" veya motive olmuş hissettiği bir eylemdir. Bu kompulsif eylemler mantıksız veya anlamsız görünse ve hatta olumsuz sonuçlara yol açsa da, kompulsiyon yaşayan kişi kendini durduramaz.
Zorlayıcı davranış, ellerinizi yıkamak veya kapıyı kilitlemek gibi fiziksel bir eylem olabilir. Nesneleri saymak veya telefon rehberini ezberlemek gibi zihinsel bir aktivite de olabilir. Zararsız davranış, kendinizi veya başkalarını olumsuz etkileyecek kadar yorucu hale geldiğinde, obsesif-kompulsif bozukluğun (OKB) bir belirtisi olabilir.
daha fazla gör
MCTI, bir sonraki portföy yarışması için 814 boş pozisyonun açıldığını duyurdu
Her şeyin sonu: bilim adamları güneşin ne zaman patlayacağını onayladılar ve…
Zorunluluk, bağımlılıktan farklıdır. Birincisi, bir şey yapmak için karşı konulamaz bir arzu (veya fiziksel ihtiyaç duygusu). Bağımlılık, bir maddeye veya davranışa fiziksel veya kimyasal bir bağımlılıktır.
Bağımlılıkları ileri düzeyde olan kişiler, kendilerine ve başkalarına zararlı olduğunu anlasalar bile bağımlılık davranışlarını sürdürürler. Alkolizm, uyuşturucu kullanımı, sigara ve kumar belki de en yaygın bağımlılık örnekleridir.
Zorlama ve bağımlılık arasındaki iki temel fark, zevk ve farkındalıktır.
Obsesif kompulsif bozuklukta olduğu gibi kompulsif davranışlar nadiren zevk duygusuyla sonuçlanır. Bağımlılıklar genellikle yapar. Örneğin, zorunlu olarak ellerini yıkayan insanlar bundan hiç zevk almazlar.
Öte yandan, bağımlılığı olan kişiler, maddeyi kullanmayı "istiyorlar" veya ondan zevk almayı umdukları için davranışta bulunuyorlar. Bu zevk veya rahatlama arzusu, kendi kendini sürdüren bağımlılık döngüsünün bir parçası haline gelir.
OKB'si olan insanlar tipik olarak davranışları hakkında bilinçlidir ve bunları yapmak için mantıklı bir sebepleri olmadığını bilmekten rahatsız olurlar. Öte yandan, bağımlılığı olan kişiler genellikle eylemlerinin olumsuz sonuçlarının farkında değildir veya bunlarla ilgilenmezler.
Bağımlılıkların inkar aşamasının tipik bir örneği olarak, bireyler davranışlarının zararlı olduğunu kabul etmeyi reddederler. Bunun yerine, "sadece eğleniyorlar" veya "uyum sağlamaya" çalışıyorlar. Eylemlerinin gerçekliğinin farkına varmalarını sağlamak genellikle yıkıcı sonuçlar doğurur.
Bilinçli ve kontrolsüz olarak uygulanan zorlama ve bağımlılıklardan farklı olarak, alışkanlıklar düzenli ve otomatik olarak tekrarlanan eylemlerdir. Örneğin dişlerimizi fırçaladığımızın farkında olsak da bunu neden yaptığımızı neredeyse hiç merak etmeyiz.
Alışkanlıklar zamanla "alışma" adı verilen doğal bir süreçle gelişir. Bilinçli olarak başlatılması gereken tekrarlayan eylemler, sonunda bilinçaltına dönüşür ve belirli bir düşünce olmaksızın alışkanlık olarak gerçekleştirilir.
Dişlerimizi fırçalamak gibi iyi alışkanlıklar, rutinlerimize bilinçli ve kasıtlı olarak eklenen davranışlardır. İyi alışkanlıklar, kötü ve sağlıksız alışkanlıklar olsa da, herhangi bir alışkanlık bir zorlamaya, hatta bir bağımlılığa dönüşebilir.
Başka bir deyişle, gerçekten "çok iyi bir şeye" sahip olabilirsiniz. Örneğin, düzenli egzersiz yapma alışkanlığı, aşırı yapıldığında sağlıksız bir zorlama veya bağımlılığa dönüşebilir.
Yaygın alışkanlıklar, alkolizm ve sigara içme durumlarında olduğu gibi, genellikle kimyasal bağımlılığa yol açtığında bağımlılığa dönüşür. Örneğin, akşam yemeğinde bir bardak bira içme alışkanlığı, içme arzusu fiziksel veya duygusal bir içme ihtiyacına dönüştüğünde bir bağımlılığa dönüşür.
Elbette, zorlayıcı bir davranış ile bir alışkanlık arasındaki temel fark, onu yapıp yapmamayı seçme yeteneğidir. Rutinlerimize iyi, sağlıklı alışkanlıklar eklemeyi seçebilirken, aynı zamanda sağlıksız eski alışkanlıkları kırmayı da seçebiliriz.