gizemli zelanda Batık “sekizinci kıta” güneybatısında PasifikBilim adamlarının 2017 yılında bölgeyi bir kıta olarak sınıflandırmayı önerdiğinden beri, ilgi ve yoğun araştırmaların konusu oldu.
Şimdi, Tectonics dergisinde yayınlanan bir çalışma, oluşumu ve biyolojik evrim üzerindeki etkileri hakkında yeni keşifleri ortaya koyuyor.
daha fazla gör
Efsane mi yoksa gerçeklik mi? Leviathan'ın hikayesinin ardındaki GERÇEK'i keşfedin
Tarihi! Arkeologlar şehrin eteklerinde ŞAŞIRTICI bir keşifte bulunuyorlar…
Jeolojik özellikleri su üstü kısımları Yeni Zelanda ve Yeni Kaledonya ile paylaşan Zealandia, Tipik okyanus kabuğundan daha kalın, ancak çoğu kabuktan daha ince olan kabuğuyla öne çıkıyor kıtasal.
Tarihi, süper kıta Gondwana'nın bir parçası olduğu yaklaşık 180 milyon yıl öncesine dayanıyor. Milyonlarca yıl boyunca bir "inceleme" sürecinden geçti, esnedi ve sonunda battı.
Ancak bu jeolojik dönüşümün ardındaki kesin mekanizmalar kesin bir yanıta sahip değil; bu da bilim camiasını ve konunun meraklılarını hayrete düşürüyor.
Bilim adamları yakın zamanda bu gizemi çözmek için kaya örnekleri ve manyetik anomaliler topladılar ve Zelandiya'nın tarihi hakkında önemli ipuçları ortaya çıkardılar.
(Resim: açıklama)
Dahası, Zealandia'nın tarihinin önemli etkileri vardır. Dünyanın biyolojik evrimiMilyonlarca yıldır sular altında kalmasına rağmen.
Batmadan önce bölge, polen sporları ve sığ su hayvanlarının kabuklarıyla canlı bir ekosistemdi; bu da flora ve fauna çeşitliliğini gösteriyordu.
Gondwana'nın parçalanması, Zealandia'yı izole etti ve Avustralya'daki kangurular ve Madagaskar'daki lemurlar gibi dünyanın farklı yerlerindeki türlerin benzersiz evrimine olanak sağladı.
Bu tür açıklamalar, Dünya yüzeyinin statik, kıtaların ise değişmez olduğu yönündeki hatalı düşünceye meydan okuyor. Bu nedenle, insanların Güney Pasifik'teki türlerin dağılımı ve evrimi konusundaki anlayışı üzerinde kalıcı bir etkiye sahiptirler.
Bilim adamları gizemlerini keşfetmeye devam ederken, Zealandia'nın, insanların Dünya gezegeni hakkındaki varsayımlarını sorgulamak için bir araç olduğu kanıtlanıyor.
Gezegenin durağan görünümünün ardında sürekli dönüşüm geçirdiğini ve her keşfin insanlığın daha geniş bir yaşam anlayışına doğru ilerlemesine olanak sağladığını hatırlatıyor.