Hepimiz hayatımızın bir noktasında zorluklarla karşı karşıya kalırız. İster küçük olsun, ister günlük sıkıntılar, ister gerçek fırtınalar Bu hiç bitmeyecek gibi görünüyorsa, bunalmış, üzgün ve hatta çaresiz hissetmeniz doğaldır.
Ancak en karanlık anlarda içsel gücümüzü ve dayanıklılığımızı keşfederiz. Aşağıda hayatınızdaki en zor zamanlara dayanmanıza ve bunların üstesinden gelmenize yardımcı olabilecek bazı stratejiler bulunmaktadır.
daha fazla gör
Kadınların depresyona yakalanma olasılığı erkeklere göre daha fazla…
Toprağı beslemek: Yumurta kabuklarının hayatınızı nasıl DÖNÜŞTÜREBİLECEĞİNİ öğrenin…
İlk adım nasıl hissettiğinizi kabul etmektir. Duygularınızı inkar etmek veya bastırmak uzun vadede daha zararlı olabilir. Üzgün, kızgın veya kafa karışıklığı hissetmeniz normaldir. Bu duyguları hissetmenize ve kabul etmenize izin verin, ancak bunların eylemlerinizi kontrol etmesine izin vermeyin.
Ne kadar bağımsız olursanız olun, zor zamanlarda hepimizin desteğe ihtiyacı var. İster arkadaşlarınız, ister aileniz, ister profesyoneller aracılığıyla, yaşadıklarınız hakkında konuşmak tedavi edici olabilir ve dışarıdan bir bakış açısı sağlayabilir.
Kriz zamanlarında günlük bir rutine sahip olmak bir normallik duygusu sağlayabilir. Basit bir yürüyüş ya da birkaç dakikalık meditasyon bile olsa, günlük ritüelleri oluşturmak ve sürdürmek, kaosun ortasında istikrar yaratmaya yardımcı olur.
İşler ters gittiğinde kendinizi suçlama tuzağına düşmeniz kolaydır. Herkesin hata yapabileceğini ve zor zamanların çoğunlukla kontrolümüz dışındaki koşulların sonucu olduğunu unutmayın.
Karmaşık durumlarda kontrolünüz altındaki yönlere odaklanın. Bu, bir duruma tepki verme şekliniz veya size rahatlık veya ilerleme sağlayabilecek küçük günlük eylemler kadar basit olabilir.
Neyi kaçırdığınıza veya neyin yanlış gittiğine odaklanmak yerine başarının sizin için ne anlama geldiğini yeniden tanımlayın. Belki yeni öğreniyor yetenek, sağlıklı kalın ya da sadece günü atlatın. Küçük zaferleri kutlamak büyük bir fark yaratabilir.
Kendine iyi davran. Size zevk ve rahatlama getiren aktivitelere zaman ayırın. Kitap okumak, müzik dinlemek, egzersiz yapmak ve hatta biraz daha uyumak olabilir.
Kendinizi izole etmek isteseniz bile başkalarıyla bağlantı kurmaya çalışın. Sanal bile olsa sosyal etkileşim, stresi hafifletmeye ve aidiyet duygusu sağlamaya yardımcı olabilir.
Dört gözle bekleyecek veya üzerinde çalışılacak bir şeye sahip olmak, bir amaç duygusu sağlayabilir. Küçük, ulaşılabilir hedefler belirleyin ve onlara ulaştığınızda bunu kutlayın.
Kulağa ne kadar klişe gelse de bu doğru. Hayatın fırtınaları gelir ve gider. En karanlık anlarda bile tünelin sonunda bir ışık olacağını bilin.
Zor zamanlar hiç şüphesiz zorludur. Ancak bunlar aynı zamanda büyüme ve kendini keşfetme için de bir fırsattır. Sıkıntıların bize kendimiz ve hayat hakkında değerli dersler verme gücü vardır.
Bu nedenle zor zamanlarla karşılaştığınızda yalnız olmadığınızı ve üstesinden gelebilecek içsel güce sahip olduğunuzu unutmayın. Ve en önemlisi şunu bilin ki fırtınadan sonra her zaman sakinlik gelir.